Sayfalar

9 Temmuz 2010 Cuma

hatırlamak

Hatırlamak istiyorum. Hatırlamak güç veriyor, mutluluk veriyor. Yaşarken olduğundan daha fazla hem de . Ablamın bana hediye getirdiği bir ayakkabı bana neler hatırlat. Çocukluğumun geçtiği göçmen mahallesinin (Taşlı Tarla) çamurlu yollarını, bu yollardan geçerek bayram ziyareti için Yeşilköy'deki  amcamı ziyarete giderken ayakkabılarımızın  kirlenmemesi için annemin,babamın  gösterdiği çabayı. Gerçi o zamanlar Yeşilköy'ünde yolları çamurlu idi. Eski Havaalanı caddesinde otururdu amcamlar şimdi Florya'ya giden havacılık müzesinin olduğu cadde.. Yeşilköy istasyonunda trenden indikmi amcamların evine kadar yine çamurlu yollardan yürüdüğümüzü hatırlıyorum. İn cin top oynardı o zamanlar  oralarda..Müthiş bir sessizlik olurdu Yeşilköy tren istasyonunda ,gecenin dinginliği hala his hafızamda...Babam omuzlarına çıkarır öyle taşırdı bizi . Çok harika hissederdim babamın omuzlarında gökyüzüne çıkmışım gibi. Uzun da boyluydu tam Deliormanlı  ,Deliormanlı dedimde babam gençlik yıllarını  kuzey Bulgaristan'da Türklerin çok yoğun yaşamadığı bir bölgede geçirmişti. Bu sebeple ilk müzik eğitimini kilise korolarında almıştı. Bana göre hala tanıdığım en iyi müzik kulağı olan  insandı.O gitarı bir başka çalardı, nasılda başka duyardı müziği. .Müziğin çok seslisini üst üste binmiş, farklı ama uyumlu birbirini tamamlayan  notalardan oluşmuş ,zengin armonisi olanını severdi. Belki ondandır farklıydı yaşıtlarımın babalarından. Her görüşe açıktı, ön yargılı değildi, farklı tadları farklı renkleri severdi yaşamında.. Bizim gelişmemize de o anlamda saygı duyardı. Denemelerimize , yaşamın renklerini keşfetmemize öncülük ederdi. Her tarzdan insanla rahatlıkla iletişim kurardı... Çok da esprili, komik adamdı. Babamla ilgili daha pek çok şey aklıma geldi ama bir başka yazıda bahsederim..Hatıra hatırayı çağrıştırıyor. Ne zengin bir malzeme. Yaşa yaşa bitmez...Çok sesli müzik deyince aklıma annemle babamın Taşlı Tarladan kalkıp o zamanki adıyla taksimde Kültür Sarayında opera izlemeye gitmeleri geldi aklıma , dedim ya hatırlamak istiyorum..sene 1965-1970 arası..Ablamla beni komşularımızda nine ile dede dediğimiz 2 büyük insan vardı onlara bırakırlardı. Annem kendi diktiği vücuduna çok yakışan şık elbiseleri ile eşlik ederdi babama operaya giderken..   Kültür Sarayında  giyeceği şık ayakkabılarını da çantasında taşırdı mevsim kışsa...Annem çok yaratıcıydı o kısıtlı şartlarda mucizeler yaratırdı. Olmaz kelimesini kabul etmemeyi , pes etmemeyi ve mücadele etmeyi ondan öğrendim sanırım..Opera dönüşünde biz çoğunlukla sobanın yanında uyumuş olurduk ama kulağım tetikte onların kapıyı açma sesinde olurdu. Anahtarın sesini duyduktan sonra daha derin, huzurlu bir  uykuya dalardım. Artık annem babam evde ya her şey yolunda idi. Bu duygu onlar gittiğinden beri eksik. Ama olsun o da his hafızamda istediğim zaman hatırlarım, güçlenirim.

 Beni en çok sevindiren hediyelerin başında Fatih 'de İnci mağazasından alınmış kırmızı rugan bir ayakkabının geldiğini hatırladım.O zamanlar Fatih 'in nasıl nezih ,nasıl gezinti yapılası bir semt olduğunu hatırlıyorum. Annem kendini de bizi de giyindirir kuşandırır ,Fatih'e giderdik .Renk sineması vardı bilmem hala duruyor mu?. Renk sinemasında ecnebi  filmler oynardı. Hemen yanında da bir sinema vardı orda da Türk filmleri oynardı. Julie Andrews li Neşeli Günler filmini Renk sinemasında izlemiştim. Hayal dünyamı zenginleştiren filmlerden biri olmuştu, II. dünya savaşı öncesi Avusturya'da geçiyordu sanırım...
Bir de kuru temizlemeci vardı  Atıkali'de ,JET GEM , annem İstanbul un en iyisi diye hep oraya verirdi önemli giysilerimizi ..O zamanlar elbiselerin üstüne poşet geçirmezdi kuru temizlemeciler kocaman kağıtlarla özenle kocaman paketler yaparlardı. dedim ya hatırlamak istiyorum. Yaş elliye yaklaşınca bundan sonra hep hatırlanası anlar biriktirmek istiyorum. Öyle anlar olmalı ki bunlar yaşarken de muhteşem hissetmeliyim , yıllar sonra hatırlarken de . Katmerli , tasarruflu bir durum ..Düşünsenize çok yaşlanmışız  içimiz istiyor ama bedenimiz yetmiyor gözünü kapa hatırla ,yeniden yaşa,   bedavadan....Beynimiz çalıştığı sürece sahneler hepsi orada duruyor sadece hatırlamak yetiyor. Çok kullanışlı .. Yaşamımın bundan sonraki zamanlarında bilinçli olarak muhteşem anılar biriktirmeye karar verdim...Sonra oturduğun yerden  gelsin hatıralar ,gitsin hatıralar...Ne hoş...